Çocukluğundan beri korktuğu 3 şey vardı
Her zaman dua ettiği, olmasın diye gözünü dört açtığı, her türlü tedbiri almaya çalıştığı 3 olay
Böyle şeyleri düşünüp de çağırmamalıydı.
Evren onu duyuyordu.
Hem çekim yasası diye birşey vardı ve negatif düşüncelerin çekiminin daha güçlü olduğunu söylüyorlardı.
Bu yüzden dualarında bile olumsuz cümle kullanmamaya dikkat ediyor kullandığı kelimeleri özenle seçiyordu.
Ama hepsini tek tek yaşadı
Bunlardan biri deprem korkusuydu, biri sevdiklerini kaybetmek ve diğeri de bir trafik kazası
Önce trafik kazası geçirdi
Tabi ya gözünü yoldan ayırmamalıydı
Yolu izlemeye devam etseydi o kaza olmayacaktı
Arabayı kendisi kullanmadığı halde gözünü yoldan ayırmasaydı kazayı kendine çekmeyecekti hem ne demekti kaygıdan yorulmak. Arka koltukta oturuyor olsa bile yolculukta hiç göz kapanırmıydı.
Sonra en sevdiğini kaybetti.
Onunla daha yakından ilgilenseydi ölmezdi. Onu doktor doktor gezdirse, inat etmelerini dinlemese, başka başka çareler arasa, çok daha fazla çözüm yolunu önüne serebilseydi ölmesini belki engelleyebilirdi
Ama onu da beceremedi.
Ve sonra deprem oldu
Bunu nasıl engelleyebilirdi buna aklı hiç ermedi, halbuki bu konuyu hiç konuşmuyor konuşturmuyordu.
Nasıl çekmiş olabilirdi?
Yoksa şehirleri yerinden oynatabilecek kadar büyük bir çekim gücüne mi sahipti? Kaç kişi birden aynı anda çağırdığında yer yerinden oynayabilirdi??
Sonra birden farketti ki korkacak birşeyi kalmamıştı ve aklına kaderin çok öncelerden zaten yazılmış olduğu geldi. Zaten yazılmış olanı yaşayacağını hissettiği için korkuyordu.
Yaşanacak olaylar zaten yaşanacaktı önemli olan bizim onları nasıl karşılayacağımız dedi.
Ve arka koltukta rahatça uykuya daldı…
